Dahilde İşleme Rejimine Aykırılıktan Dolayı Gümrük İdaresince Para Cezası Kararlarına Karşı Başvuru Yolları

 Z: Gümrük mevzuatında ticaretin kolaylaştırılması için ekonomik etkili rejimler olarak adlandırılan bir takım hukuksal yollara yer verilmiştir. Bunlardan birisi olan dahilde işleme rejimi temel olarak yarı mamül yahut hammadde statüsündeki bir malın ülkeye vergi ödenilmeksizin yahut ödenen verginin sonradan geri verilmesi şartıyla ülkeye sokulmasını ve ülkede işlendikten sonra Türkiye Gümrük Bölgesi dışına çıkarılmasını ifade eder. Bu yol geçmiş yıllarda suiistimal edilerek gümrük idaresini aldatmak amaçlı kullanılmıştır. Bu nedenle yasa koyucu ilgili yolun kullanılmasını sıkı şartlara bağlamıştır. İdare de ek düzenlemeler yaparak ve denetim yetkisini sıklıkla kullanarak usulsüzlüklerin önüne geçmek istemiştir. Uygulamada dahilde işleme rejiminin (DİR) suiistimal edilmesi sadece şekil şartlarına uymayan/uyamayan ancak netice itibariyle kaçakçılık kastı olmayan mükelleflerin mağduriyetine neden olabilmektedir. Bu yazımızda böyle bir mağduriyetin önüne geçilebilmesi için gümrük mükelleflerinin hukukî haklarından bahsedilecektir.

Günümüzde çoğu eşyanın üretim süreci çok aşamalı olarak gerçekleştirilmektedir. Bir eşyanın üretilebilmesi için çoğu kez farklı ülkeler arasında hammadde, yarı mamul ve hatta mamul hareketleri olması gerekir. En basit eşyalarda bile durum böyledir. Bindiğimiz otomobilleri ele alalım. Otomobilin motor bloğu için gerekli olan metal alaşımların eritilerek kalıplara basılmasından otomobilin lastiklerinin üretilmesi için gerekli olan metal teller ile plastiğin kimyasal alaşımı için gerekli içeriklerin birleştirilmesine kadar pek çok aşama bulunmaktadır.

Dolayısıyla küreselleşen dünyada pek çok üretici üretim süreçleri boyunca eşyanın defalarca ülke içine girmesi ve çıkması gerekmektedir. Bu aşamada söz gelimi motor bloğunun üretilip başka bir ülkeye ihraç edilmesinde temel olarak nihai bir üretim söz konusu değildir. Burada her aşamada ülkeye giren her eşya ithalat işlemi olarak değerlendirilirse ilgili ticaretin yapılması son derece zor hale gelebilecektir. Ödenen vergilerin tüketiciye yansıtılması halinde ise üretilen ürünlerin fiyatı çok fazla artabilecektir. Ülkemizin de aralarında yer aldığı bir grup ülke senelerden beri dış ticaretin önündeki engellerin kaldırılması noktasında mutabakat içinde bulunduklarından bu tip durumlar için ekonomik etkili rejimler öngörmüşlerdir.

Dahilde işleme rejimi (DİR) de bu ekonomik etkili rejimlerdendir. Bu rejime göre, gümrük yükümlülerinin bir eşyayı ülkede işledikten sonra ihraç etmesini kolaylaştırmak için öngörülmüştür. Normalde dahilde işleme rejimine göre ülkeye bir eşya sokulurken bu eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesinde işlenerek ihraç edileceği öngörüldüğünden bu şekilde ülkeye sokulan eşya gümrük jargonuyla “serbest dolaşıma girmiş eşya” değildir. Söz gelimi Rusya’dan gelen hurda metali ülkeye dahilde işleme rejimi kapsamında ülkeye soktuğunuzda eşyanın giriş amacında olduğu gibi ülke içinde belirli bir süre içinde işleyerek ülke dışına çıkarılması gerekecektir.

Ancak eğer ülkeye bu şekilde eşya sokan bir kimse elindeki hurda metali sanki serbest dolaşımdaki eşya imiş de ithalat vergileri ödenmiş gibi ülke içindeki bir işletmeye satarsa ve DİR süresi içinde ilgili eşya Türkiye Gümrük Bölgesi dışına çıkarılmazsa rejim ihlal edilmiş olur. Bu halde ise rejime aykırılıktan dolayı kanunda öngörülmüş olan idari para cezalarına idare tarafından hükmedilmesi mümkündür. Esasen ilgili gümrük rejiminin ihlali kaçakçılık eylemleri ile olmaktadır. Ancak aslında kaçakçılık kastı olmayan bir şirketin çeşitli nedenlerle usuli hatalar yapması da rejim ihlali olarak algılanabilmektedir. Zira ilgili gümrük rejiminin yapısı gereği çok sayıda usuli şartı da bulunmaktadır. Bu şartlara uyulmaması halinde de gümrük idaresi rejim ihlali olarak konuyu ele alabilmektedir. Bu durumlarda tüzel kişiliğinin ve kanuni temsilcilerin hukuksal sorumlulukları doğabilmektedir.

Peki, gümrük idaresi aslında kaçakçılık kastı olmayan bir şirkete ceza kestiğinde nasıl bir yol izlenmelidir? Bu işlem dolayısıyla ne tip hukuksal sorumluluklar doğabilir? Bu sorumluluklardan başlangıçta kurtulmak için ne gibi önlemler alınabilir? Tüm bu soruların cevaplarının ilerleyen yazılarımızda yer almayı hak eder bir değer ve boyuta sahiptir. Dolayısıyla ilerleyen yazılarımızda bu hususlarda değerlendirmelere yer verilecektir.

Saygılarımızla

Av. Buğra Vehbi DÖNER
AYAR HUKUK BÜROSU